Toplumun evrimi incelenirken ve geçmişteki olaylar ele alınırken, ilkin, toplumun her zaman sınıflara bölünmüş olmadığı görülür. Diyalektik, her şeyin kökenini araştırmamızı ister; biz de, çok uzak bir geçmişte, sınıfların bulunmadığını görüyoruz. Engels, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni'nde şöyle der:
"Toplumun geçmiş bütün aşamalarında, üretim, her şeyden önce, ortaklaşa bir üretimdi; tıpkı tüketimin de, az çok geniş komünist topluluklar içinde, ürünlerin doğrudan doğruya üleşimiyle yapılmış olduğu gibi."[73]
Bütün insanlar üretime katılırlar; bireysel iş aletleri özel mülkiyettir, ama ortaklaşa kullanılanlar ortaklığa (communauté) aittir. Bu alt aşamada, işbölümü; yalnızca cinsler arasında vardır. Erkekler avlanır, balık tutar vb., kadınlar ise eve bakar. Kişiye özgü ya da "özel" çıkarlar yoktur.
Ama insanlar bu dönemde durup kalmadılar ve insanların yaşamında ilk değişme, toplumdaki işbölümü olacaktır.
"İşbölümü, yavaş yavaş, bu üretim süreci içine sızar."[74]
Bu ilk olguda, insanlar "önce hayvanları evcilleştirdiler, daha sonra, esas çalışma kolları olan hayvan yetiştirme ve hayvan sürülerinin korunmasına geçtiler. Çoban aşiretler, kendilerini öteki barbarlardan ayırdılar: birinci büyük toplumsal işbölümü".[75]
Demek ki, ilk üretim tarzı olarak avlanmayı ve balık avını; ikinci üretim tarzı olarak ise, çoban kabilelerin doğuşuna yol açan hayvan yetiştiriciliğini görüyoruz.
İşte toplumun ilk kez sınıflara bölünüşünün temelinde yatan, bu birinci işbölümüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.