22 Ağustos 2013 Perşembe

I. SAKINILMASI GEREKEN YANLIŞ BİR DÜŞÜNCE

Biz, Büyük Devrimi, filozofların beyinlerinde doğmuş fikirlerin uygulanmasının bir sonucudur diye açıklarsak, bu, sınırlı, yetersiz bir açıklama ve materyalizmin kötü bir uygulaması olur.

Çünkü görülmesi gereken şudur: bu çağın düşünürlerince ortaya atılan bu fikirleri yığınlar niçin benimsedi? Diderot, bu fikirleri kavramakta, niçin tek başına değildi? Ve niçin 16. yüzyıldan beri beyinlerin büyük bir çoğunluğu hep aynı fikirleri yoğuruyordu?

Acaba, bu beyinler, birdenbire, aynı ağırlığa ve aynı kıvrıntılara mı sahip oldular? Hayır. Fikirlerde değişmeler var, ama kafatası içinde bir değişme olmamış.

Fikirlerin böyle beyinle açıklanması, materyalist bir açıklama olarak görünür. Ama Diderot'nun beyninden sözetmek, gerçekte Diderot'nun beyninden, fikirlerinden sözetmektir ve o halde bozulmuş, yanıltılmış materyalist bir teoridir; bu teoride, fikirlerle birlikte, idealist eğilimin de doğmakta olduğunu görüyoruz.

Daha önceki tarih-eylem-irade-fikirler zincirine dönelim. Fikirlerin bir anlamı, bir içeriği vardır: İşçi sınıfı, örneğin, kapitalizmin devrilmesi için savaşım verir. Bu, savaşım halindeki işçiler tarafından düşünülür. Kuşkusuz, onlar bir beyinleri olduğu için düşünürler ve buna göre beyin, düşünmek için zorunlu bir koşuldur; ama yeterli koşul değildir. Beyin, fikirlere sahip olmanın maddi olgusunu açıklar, ama neden şu fikirlere değil de, daha çok bu fikirlere sahip olunduğunu açıklamaz.

"İnsanları harekete geçiren ne varsa, hepsi zorunlu olarak onların beyninden geçer, ama bunun beyinde alacağı biçim, koşullara çok bağlıdır."[68]

Öyleyse fikirlerimizin içeriğini, yani örneğin kapitalizmi devirme fikrinin bizde oluşmasını nasıl açıklayabiliriz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.