14 Eylül 2013 Cumartesi

IV. 18. YÜZYIL MATERYALİZMİ NİÇİN METAFİZİKTİ?

Engels
Mekanikçiliğin 18. yüzyıl materyalizminde çok büyük bir rol oynadığını ve bu materyalizme çok kez "mekanikçi materyalizm" dendiğini biliyoruz. Neden böyle oldu? Çünkü materyalist anlayış, bütün bilimlerin gelişmesine bağlıdır ve bilimler arasında ilk gelişmiş olan da mekanik bilimidir. Günlük dilde mekanik makinelerin incelenmesi, bilimsel dilde ise yer değiştirme olarak hareketin incelenmesidir. Mekanik ilk gelişen bilim olmuşsa, bu mekanik hareketin, en basit hareket olmasındandır. Ağaç üzerinde, rüzgarda sallanan bir elmanın hareketini incelemek, olgunlaşmakta olan bir elmanın içinde oluşan değişmeyi incelemekten çok daha kolaydır. Rüzgarın elma üzerinde etkisi, elmanın olgunlaşmasından çok daha kolaylıkla incelenebilir. Ama bu inceleme "kısmidir" ve böyle bir inceleme metafiziğe kapı açar.

Eski Yunanlılar, her ne kadar her şeyin hareket olduğunu gözledilerse de, bu gözlemlerinden yararlanamadılar, çünkü bilgileri yetersizdi. O halde şeyler ve olaylar gözleniyor, sınıflandırılıyor, yer değiştirmenin incelenmesi ile yetiniliyor, bundan da mekanik ortaya çıkıyor ve bilim alanlarındaki bilgilerin yetersizliği, metafizik anlayışı doğuruyor.

Materyalizmin, her zaman bilimler üzerinde kurulu olduğunu biliyoruz. Bu çağda, bütün bilimler arasında en çok gelişmiş olan bilim, mekanikti. 

"Bunun için, diyecektir Engels, 18. yüzyıl materyalizminin metafizik, mekanikçi bir materyalizm olması kaçınılmazdı, çünkü bilimler de öyleydi."

Şu halde diyeceğiz ki, bu metafizik, mekanikçi materyalizm, materyalistti, çünkü felsefenin temel sorusunu, birinci etken maddedir diye yanıtlıyordu; ama aynı zamanda metafizikti; çünkü evreni, donmuş, kalıplaşmış ve mekanik şeyler kümesi sayıyordu, çünkü her şeyi mekanik aralığından görüyor ve inceliyordu.

Bir gün gelecek, araştırmaların birikimiyle, bilimlerin de hareketsiz olmadıkları saptanacak. Kimyayı, fizikten ya da biyolojiden ayırdıktan sonra; tek başlarına birini ya da ötekini incelemenin olanaksız hale geldiğinin farkına varılacaktır. Örneğin, biyoloji alanına giren sindirimi, kimya olmadan incelemek, olanaksızdır. 19. yüzyıla doğru, bilimlerin birbirlerine bağlı oldukları anlaşılacak ve bunu, bilimler içindeki metafizik anlayışta bir geri çekilme izleyecektir, çünkü doğa hakkında daha derinleştirilmiş bilgilere sahip olunacaktır. O zamana kadar, fizik olayları ayrı ayrı incelenmişti; ama şimdi, bütün bu olayların aynı nitelikte olduğu kabul edilmek zorunda kalınıyor. Böylece, önce ayrı ayrı incelenen elektrik ve manyetik, bugün bir tek bilim: elektro-manyetik olarak birleştirilmiştir. 

Ses ve ısı olayları incelenirken, aynı şekilde, her ikisinin de, aynı nitelikte bir olaydan çıkmış olduğunun farkına varıldı.

Bir çekiçle vurulurken bir ses elde edilir ve bir ısı oluşturulur. Isıyı oluşturan harekettir. Ve biz biliyoruz ki, ses, havanın titreşimleridir; titreşimler ise, onlar da harekettir. İşte yapısı (doğası) aynı iki olay.

Biyolojide, giderek daha inceden inceye, titizlikle sınıflandırma yaparak, öyle türler bulunmuştur ki, bunları, artık ne bitkisel, ne de hayvansal olarak sınıflandırma olanağı yoktur. Ve incelemeler her gün daha ileri götürülerek, hayvanların, her zaman aynı olmadıkları sonucuna varılıyor. Olgular, saptanımcılığı ve metafizik zihniyeti mahkum etmiştir.

Materyalizmin diyalektik olmasını sağlayan şimdi görmüş olduğumuz bu dönüşüm, 19. yüzyılda oluşmuştur. Diyalektik, gelişimleri sırasında, metafizik anlayıştan vazgeçen bilimlerin öz ereğidir. Materyalizm dönüşebildi, çünkü bilimler değişti. Metafizik bilimlere, metafizik materyalizm uygun düşüyordu; ve yeni bilimlere, yeni bir materyalizm, yani diyalektik materyalizm uygun düşüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.