9 Ekim 2013 Çarşamba

V. VARGI

Gösterilen bu gerçeklerden şu sonuç çıkıyor ki, tanrı fikri, evrenin yaratıcısı bir "salt ruh" fikri anlamsızdır; çünkü, zaman ve uzay dışında bir tanrı, varolamayacak bir şeydir.

Zaman dışında varolan, yani hiçbir an varolmayan, ve uzay dışında varolan, yani hiçbir yerde varolmayan bir tanrıya inanmak için, idealist gizemciliğine katılmak, bu nedenle hiçbir bilimsel denetimi kabul etmemek gerekir.

Materyalistler, bilimin vargılarıyla güçlenmiş olarak, maddenin uzay içinde ve belli bir anda (yani zaman içinde) varolduğunu iddia ederler. O halde, evren yaratılmış olamaz, çünkü, tanrıya dünyayı yaratmak için hiçbir an olmamış olan bir an gerekirdi (mademki tanrı için zaman mevcut değildir) ve dünyanın hiçten ortaya çıkmış, yani yoktan var edilmiş olması gerekirdi.

Yaradılışı kabul etmek için, demek ki, ilkin evrenin varolmadığı bir anın varolduğunu, sonra da hiçten bir şey çıktığını kabul etmek gerekir ki, bilim bunu kabul edemez.

Görüyoruz ki, idealistlerin kanıtları, bilimlerle karşı karşıya geldiklerinde, tutunamazlar; oysa materyalist filozofların kanıtları, bilimlerin kendilerinden ayrılamazlar. Böylece, bir kez daha materyalizm ile bilimleri birbirine bağlayan sıkı ilişkileri belirtmiş oluyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.