2 Ağustos 2013 Cuma

VII. İDEOLOJİK SAVAŞIMIN ZORUNLULUĞU

Şimdi artık, diyalektik materyalizmin, Marx ve Engels tarafından kurulup Lenin tarafından geliştirilen materyalizmin çağdaş biçiminin ne olduğunu daha iyi biliyoruz. Bu kitabımızda, özellikle Marx ve Engels'in metinlerinden yararlandık, ama Lenin'in felsefe konusundaki yapıtının da çok önemli olduğunu belirtmeden bu dersleri tamamlayamayız.[90] Bunun içindir ki, bugün marksizm-leninizmden sözedilmektedir.

Marksizm-leninizm ve diyalektik materyalizm çözülmezcesine birleşmişlerdir, ve ancak diyalektik materyalizm bilgisi marksizm-leninizmin tüm genişliğinin, tüm değerinin, bütün zenginliğinin ölçülebilmesine olanak verir. Bu, bizi, bir militan ancak bu öğretinin tümünü biliyorsa, gerçekten ideolojik olarak silahlanmıştır demeye götürür.

Bunu çok iyi anlamış olan burjuvazi, her çareye başvurarak, işçilerin bilincine kendi ideolojisini sokmaya çalışır. Marksizm-leninizmin en az bilinen yanının diyalektik materyalizm olduğunu çok iyi bilerek, burjuvazi, ona karşı bir susma kampanyası düzenlemiştir. Resmi öğretimin böyle bir yöntemden habersiz olduğunu ve okullarda ve üniversitelerde öğretimin yüz yıl önce yapıldığı gibi sürdürüldüğünü görmek acıdır.

Eskiden, metafizik yöntemin, diyalektik yönteme egemen durumda oluşu, gördüğümüz gibi, insanların bilgisizliği yüzündendi. Bugün, bilim, diyalektik yöntemin bilimsel araştırmalara uygun gelen yöntem olduğunu tanıtlamanın yollarını vermiştir bize, ve çocuklarımıza bilgisizlikten ileri gelen bir yöntemle düşünmeyi ve incelemeyi öğretmek utanılacak bir şeydir.

Bilginler, bilimsel araştırmalarında, bilimlerin karşılıklı içiçe geçişini ve birbirini etkileyişini hesaba katmaksızın kendi uzmanlık alanlarında artık incelemeler yapamıyorlar ve bu yüzden bilinçsiz olarak diyalektiğin bir bölümünü uyguluyorlarsa da, metafizik düşünüş biçimlerini sık sık işin içine sokmadan edemiyorlar. İnsanlığa büyük şeyler veren bilginler -idealist ve dinsel inanca sahip olan Pasteur'ü, Branly'yi anımsayalım-, eğer diyalektik bir kafa yapısına, bir düşünüşe sahip olsalardı, daha büyük ilerlemeler gerçekleştirmeyecekler miydi ya da gerçekleştirilmesine olanak hazırlamayacaklar mıydı?

Ama marksizm-leninizme karşı savaşımın, bu susma kampanyasından daha da tehlikeli olan bir biçimi vardır: bu da burjuvazinin bizzat işçi hareketinin içinde düzenlemeye çalıştığı kalpazanlıklardır. Şu sıralarda kendilerini  "marksist" diye sunan, ve marksizmi "yenilemek", "gençleştirmek" iddiasında olan sayısız "teorisyenler"in açılıp serpildiklerini görüyoruz. Bu türden kampanyalar, en çok, marksizmin en az bilinen yönlerini, özellikle de materyalist felsefeyi dayanak noktası olarak seçiyorlar.

Böylece, örneğin, marksizmi, devrimci eylem anlayışı olarak kabul ettiklerini, ama genel bir dünya anlayışı olarak kabul etmediklerini açıklayan insanlar ortaya çıkıyor. Bunlar, pekala, materyalist felsefeyi kabul etmeden de marksist olunabileceğini bildiriyorlar. Bu genel tutuma uygun olarak çeşitli yolsuzluk girişimleri gelişiyor. Kendilerine hep marksist diyen kişiler, marksizmin kendi temeli ile, yani materyalist felsefe ile bağdaşmaz anlayışları marksizme sokmak istiyorlar. Geçmişte bu çeşit girişimlere tanık olunmuştur. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm adlı kitabını bu gibi girişimlere karşı yazmıştır. Bugün de, marksizmin geniş yayılma döneminde, bu girişimlerin yeniden doğuşuna ve çoğalmasına tanık olunmaktadır. Eğer marksizmin gerçek felsefesini bilmezsek, marksizmin kesinlikle felsefi yönüne saldıran bu gibi girişimleri nasıl tanıyabilir, nasıl gerçek yüzlerini meydana çıkarabiliriz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.