Diyalektik yöntemi iyi uygulamak için, çok şey bilmek gerekir, ve tahlilini yapacağımız şeyin konusu bilinmiyorsa, bunun inceden inceye araştırılması gerekir, yoksa basit yargılama karikatürleri yapmaya varılır.
Bir kitabın ya da bir edebiyat yazısının diyalektik tahlilinde kullanılmak üzere, başka konulara da uygulanabilecek bir yöntem göstereceğiz.
a) İlkin tahlil edilecek kitap ya da öykünün içeriğine dikkat etmek gerekir. Bu, tüm toplumsal sorunlardan bağımsız olarak incelenmelidir, çünkü her şey, sınıf savaşımından ve ekonomik koşullardan gelmez.
Edebiyata ilişkin etkiler vardır ve biz bunları hesaba katmak zorundayız. Yapıtın, herhangi bir "edebi okul"dan olup olmadığı aranır. İdeolojilerin iç gelişmelerini dikkate almak gerekir. Kolaylık bakımından, tahlil edilecek konunun bir özetini yapmak ve göze çarpan noktaları not etmek iyi olur.
b) Sonra olayın kahramanları olan toplumsal tipler gözönüne alınır. Bu tiplerin ait bulundukları sınıflar aranır, kişilerin davranışı incelenir ve romanda geçen olayların herhangi bir biçimde toplumsal bir görüş açısına bağlanıp bağlanamayacağına bakılır.
Bu olanaklı değilse, eğer bunu yapmak akla-uygun gelmiyorsa, uydurmaktansa, tahlilden vazgeçmek daha iyi olur. Hiçbir zaman uydurma bir açıklama yapmamalıdır.
c) Olayda hangi sınıf ya da hangi sınıflar olduğu saptandığı zaman, ekonomik temel, yani romanın konusunun geçtiği anda üretim araçlarının ve üretim tarzının neler olduğu araştırılmalıdır.
Eğer, örneğin, olay, günümüzde geçiyorsa, ekonomi, kapitalizmdir. Zamanımızda, kapitalizmi eleştiren, ona karşı savaşan pek çok öykü ve roman görülmektedir. Ama kapitalizme karşı çıkmanın iki biçimi vardır:
1. İleriye dönük devrimci olarak.
2. Geçmişe dönmek isteyen gerici olarak, ve çağdaş romanlarda da sık sık bu biçimle karşılaşılmaktadır: bu romanlarda geçmiş zamana özlem duyulmaktadır.
d) Bütün bunları kavradıktan sonra, artık ideolojiyi araştırabiliriz, yani fikirler, duygular nelerdir, yazarın düşünüş biçimi nedir, ona bakabiliriz. İdeolojiyi araştırırken, onun oynadığı rolü, ideolojinin bu kitabı okuyanların düşüncesi üzerinde yaratacağı etkiyi düşüneceğiz.
e) Bunun üzerine, artık tahlilimizin vardığı sonucu bildirebilir, ve falan öykünün ya da romanın falan zamanda ne için yazılmış olduğunu söyleyebiliriz. Kitabın (çoğu kez yazarının bilincine varmadığı) niyetlerini açığa vurabilir, duruma göre yerebilir ya da övebiliriz.
Bu tahlil yöntemi uygulanırken, ancak buraya kadar söylediklerimizin tümü anımsanırsa, iyi bir yöntem olabilir.
Şunu çok iyi akılda tutmak gerekir ki, diyalektik, her ne kadar bize yeni şeyleri anlama, kavrama biçimi getiriyorsa da, gene diyalektik, şeylerden sözedebilmek ve onları tahlil edebilmek için, onların çok iyi bilinmesini ister.
Şu halde, şimdi artık yöntemimizin ne olduğunu gördükten sonra, incelemelerimizde, militan yaşamımızda ve kişisel yaşamımızda, şeyleri, durgun, hareketsiz bir durumda değil, ama hareketleri içinde, değişmeleri içinde, çelişkileri içinde ve tarihsel anlamları içinde görmemiz, ve gene şeyleri tekyanlı değil, bütün yönleri, bütün görünümleriyle görmemiz ve incelememiz gerekir. Kısacası, her yerde ve her zaman diyalektik düşünüşü uygulamamız gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.