9 Eylül 2013 Pazartesi

III. SÜREÇ

(Bu sözcük [processus=vetire], Latinceden gelir ve anlamı, ileri gidiş ya da ilerlemek olgusu, ilerlemedir.)

Neden yeşil elma, olgun elma olur? Bu, onun içinde taşıdığı şeyden dolayıdır. Elmayı olgunlaşmaya doğru iten birbirine zincirleme bağlı iç olaylardan dolayıdır; bu, olgun elma. olmadan önce, elma olduğu için ve olgunlaşmadan edemeyeceği içindir.

Elma olacak çiçek, sonra olgunlaşacak yeşil elma incelendiği zaman, elmayı, kendi evrimine iten bu iç zincirleme bağların, otodinamizm (özgüç) denilen güçlerin baskısı altında etkin olduğu görülür ki, buna, kendi varlığından gelen güç denilebilir.

Kalem, henüz tahta kalas halinde iken, onu bir kalem haline getirmek üzere insanın işe karışması gerekli oldu, çünkü, tahta kalas hiçbir zaman, kalem haline dönüşemezdi. İç güçler, otodinamizm (özgüç), süreç olmadı burada. Şu halde, diyalektik diyen yalnızca hareket demez, aynı zamanda otodinamizm de der.

Demek ki, diyalektik hareketin, kendinde, süreci ve diyalektik hareketin özü olan otodinamizmi içerdiğini görüyoruz. Her hareket ve her değişme, diyalektik değildir. Eğer, diyalektik bakış açısından inceleyeceğimiz bir pireyi alırsak, diyeceğiz ki, o her zaman ne ise o olmadı ve her zaman da ne ise o olmayacak; ama onu ezersek, kuşkusuz, pire için bir değişme olacaktır, ama bu değişme diyalektik bir değişme mi olacaktır? Hayır. Biz olmasaydık, pire ezilmeyecekti. Şu halde bu değişme, diyalektik bir değişme değil, ama mekanik bir değişmedir.

Şu halde diyalektik değişmeden sözettiğimiz zaman, çok dikkat etmeliyiz. Biz, eğer yeryüzü varolmakta devam ederse, kapitalist toplumun yerini sosyalist toplumun, onun yerini de komünist toplumun alacağını düşünüyoruz. Bu, diyalektik bir değişme olacaktır. Ama, eğer yeryüzü havaya uçarsa, kapitalist toplum otodinamik bir değişmeyle değil, ama mekanik bir değişmeyle ortadan kalkacaktır.

Bir başka fikir düzeni içinde, bir disiplin doğal olmadığı zaman, buna, mekanik disiplin diyoruz. Ama serbestçe kabul edildiği, yani doğal ortamından geldiği zaman, bu disiplin, otodinamik bir disiplindir. Mekanik bir disiplin, dışardan kabul ettirilen bir disiplindir; bu, kumanda edenlerden başka, şeflerden gelen bir disiplindir. (O halde, mekanik olmayan, otodinamik bir disiplini, bütün örgütlerin sağlayamayacağını anlıyoruz.)

Demek ki, diyalektiği, mekanik bir biçimde kullanmaktan kaçınmamız gerekir. Bu da, bize, metafizik biçimde düşünme alışkanlığımızdan gelen bir şeydir. Şeylerin her zaman ne ise o olmadıklarını, bir papağan gibi yinelememek gerekir. Bir diyalektikçi, bunu söylediği zaman, şeylerin daha önce ne olmuş olduklarını, olgular içinde aramalıdır. Çünkü bunu söylemek, uslamlamanın sonu demek değildir, şeylerin daha önce ne olduklarını titizlikle gözlemek için yapılacak incelemelerin başlangıcıdır.

Marx, Engels ve Lenin, kapitalist toplumun kendilerinden önce ne olduğu üzerine uzun ve açık incelemeler yaptılar. Diyalektik değişiklikleri saptamak için, en küçük ayrıntıları gözlemlediler. Lenin, kapitalist toplumun değişmelerini tanımlamak ve eleştirmek, emperyalist dönemi tahlil etmek için ayrıntılı incelemeler yaptı ve sayısız istatistikleri inceledi. Gene otodinamizmden sözettiğimizde de, onu, bir edebisöz haline getirmemeliyiz; bu sözü, bilerek ve onu tümüyle anlayanlar için kullanmalıyız.

Son olarak, bir şeyi incelerken, otodinamik değişmelerin neler olduklarını gördükten ve hangi değişmenin saptandığını söyledikten sonra, otodinamik olanın nereden geldiğini irdelemeli, araştırmalıyız. 

Bunun içindir ki, diyalektik, araştırmalarla ve bilimlerle sıkısıkıya bağlıdır.

Diyalektik, şeyleri incelemeksizin açıklama ve tanıma yolu değildir; diyalektik, şeylerin başlangıcını ve sonunu, nereden geldiklerini ve nereye gittiklerini araştırırken, iyi inceleme ve iyi gözlemler yapma aracıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.