İnsanlar bir şey yaparlar, çünkü bazı fikirleri vardır. Onlar, bu fikirlerini, maddi yaşam koşullarına borçludurlar, çünkü onlar, bu ya da diğer sınıftandırlar. Bu demek değildir ki, [kapitalist] toplumda, yalnızca iki sınıf vardır; birçok sınıf vardır. Başlıca iki sınıf savaşım halindedir: burjuvazi ve proletarya.
Demek ki, fikirlerin arkasında sınıflar bulunur.
Toplum, birbirlerine karşı savaşım veren sınıflara bölünmüştür. Böylece, eğer insanların fikirleri incelenirse, bu fikirlerin de çatışma halinde oldukları ve bu fikirlerin arkasında, birbirleriyle çatışma halinde olan sınıfların bulunduğu görülür. Şu halde, tarihin devindirici güçleri; yani tarihi açıklayan şey, sınıf savaşımlarıdır.
Eğer sürekli bütçe açığını örnek olarak alırsak, görürüz ki, iki çözüm vardır: biri, mali ortodoksluk (geleneksel ilkelere uygunluk), yani yeni tasarruflara, yeni istikrazlara, yeni vergilere vb. devam ederek açığı kapamak; öteki çözüm ise, bu açığı zenginlere ödettirmektir.
Bu fikirler çevresinde siyasal bir savaşım olduğunu görürüz ve genellikle, bu konuda, bir anlaşma sağlanamamasına "üzülünür"; ama marksistler, bu siyasal savaşımın ardında yatan gerçeği anlamak isterler ve araştırırlar; araştırınca da, toplumsal savaşımı, yani sınıf savaşımını bulurlar. Birinci çözümden yana olanlar (kapitalistler) ile zenginlere ödettirmeden yana olanlar (orta sınıflar ve proletarya) arasındaki savaşım olduğunu görürler.
"Öyleyse, diyecektir Engels, hiç değilse modern tarihte, bütün siyasal savaşımların sınıf savaşımları oldukları ve sınıfların bütün kurtuluş savaşımlarının, zorunlu olan siyasal biçimlerine karşın -çünkü her sınıf savaşımı bir siyasal savaşımdır- son tahlilde ekonomik kurtuluş sorunu çevresinde döndükleri tanıtlanmıştır."[71]
Böylece, tarihi açıklamak için, daha önce öğrendiğimiz zincire eklenecek bir halkamız daha oluyor: eylem, irade, fikirler, fikirlerin arkasında sınıflar, sınıfların arkasında da ekonomi. Demek ki, tarihi açıklayan gerçekten sınıf savaşımlarıdır, ama sınıfları belirleyen ekonomidir.
Bir tarih olayını açıklamak istediğimiz zaman, savaşım veren fikirler nelerdir, onları incelemek, fikirlerin gerisinde sınıfları araştırmak ve son olarak da sınıfların temel özelliklerini belirleyen ekonomik tarzı belirtmek zorundayız.
Şimdi gene, sınıfların ve ekonomik tarzın nereden geldiği sorulabilir (diyalektikçiler ardarda bütün bu soruları sormaktan korkmazlar, çünkü her şeyin kaynağını bulmak gerektiğini bilirler). Bu, bundan sonraki bölümde ayrıntılı olarak öğreneceğimiz konudur, ama şimdiden diyebiliriz ki:
Sınıfların nereden geldiklerini bilmek için, toplumun tarihini incelemek gerekir, o zaman bugün karşılaştığımız sınıfların, daima aynı sınıflar olmadığı görülecektir. Eski Yunan'da, köleler ve efendileri; ortaçağda, serfler ve senyörler (feodal beyler); sonra da, (bu sıralamada basitleştirildiği üzere) burjuvazi ve proletarya.
Bu tabloda saptıyoruz ki, sınıflar değişiyorlar ve nedenini araştırdığımız zaman, görüyoruz ki, ekonomik koşullar değiştiği için sınıflar da değişmişlerdir (ekonomik koşullar şunlardır: üretimin, dolaşımın, üleşimin ve zenginlikleri tüketimin yapısı ve, geri kalan her şeyin son koşulu olarak, üretim biçimi, teknik).
İşte gene Engels'ten bir parça:
"Burjuvazi ve proletarya, her ikisi de, ekonomik koşulların, daha doğrusu üretim tarzının dönüşümü sonucu oluşmuşlardı. Bu dönüşüm, ilkin lonca tezgahından manüfaktüre, manüfaktürden de makineler kullanan, su buharı ile işleyen ve bu iki sınıfı geliştirmiş olan geniş-ölçekli sanayiye geçiştir."[72]
Demek ki, son tahlilde, tarihin devindirici güçlerini, bize aşağıdaki zincirleme vermektedir:
a) Tarih, insanların eseridir.
b) Tarihi yapan eylem, insanların iradesiyle belirlenir.
c) Bu irade, onların fikirlerinin ifadesidir.
d) Bu fikirler, insanların içinde yaşadıkları toplumsal koşulların yansısıdır.
e) Sınıfları ve onların savaşımını belirleyen, bu toplumsal koşullardır.
f) Sınıfların kendileri, ekonomik koşullar tarafından belirlenirler.
Bu zincirlemenin hangi biçimler altında ve hangi koşullarda akıp geçtiğini açıklıkla belirtmek için diyoruz ki:
1. Fikirler, yaşamda siyasal planda açığa çıkarılırlar.
2. Fikir savaşımlarının arkasındaki sınıf savaşımları toplumsal planda açığa çıkarılırlar.
3. Ekonomik koşullar (tekniğin durumu ile belirlenmiş bulunan) ekonomik planda ifadelerini bulurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.