Öyleyse bunu, üretim biçimleri, yani büyük küçük her çeşit aletin durumu, onların kullanımı, iş yöntemleri, kısaca, teknik durum, ekonomik koşullar belirler.
"Kapitalist üretimden önce yani ortaçağda, her yerde, emekçilerin kendi üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetine dayanan küçük üretim görülüyordu... Çalışma araçları, ... bireyin, yalnızca bireysel kullanım için hesaplanmış çalışma araçları idi ... Bu dağınık ve daracık üretim araçlarını bir araya toplayıp genişletmek, onları bugünkü üretimin güçlü kaldıraçları durumuna getirmek [gerekiyordu]. ... Bireysel atölye yerine, yüzlerce ve binlerce insanın elbirliğini egemenlik altında bulunduran fabrika geçti. Ve tıpkı üretim araçları gibi, üretim, bir dizi bireysel eylem durumundan, bir dizi toplumsal eylem durumuna, ve ürünler de bireysel ürünler durumundan toplumsal ürünler durumuna dönüştü."[81]
Burada görüyoruz ki, üretim biçimlerinin evrimi, üretici güçleri tamamen dönüştürmüştür. Oysa, iş aletleri kolektifleşmiş olmakla birlikte mülkiyet düzeni bireysel olarak kalmıştır! Ancak, birçok kişinin ortaklaşa işe koyulmasıyla işleyebilen makineler bir tek adamın mülkiyeti olarak kaldı. Gene görüyoruz ki: "Üretici güçlerin, kendini kapitalistlere de kabul ettiren toplumsal niteliğinin kısmi tanınması. Büyük üretim ve ulaştırma örgenliklerinin, önce hisse senetli şirketler, sonra tröstler, en sonra da devlet tarafından sahiplenilmesi. Burjuvazi artık gereksiz bir sınıf olarak görünür; onun tüm toplumsal işlevleri, ücretli görevliler tarafından yerine getirilir".[82]
"Bir yandan, makinelerde rekabetin her fabrikatör için zorunlu kıldığı o gittikçe artan sayıda emekçinin yerinden olması ile tamamlanan yetkinleşme. Yedek sanayi ordusu. Öte yandan, üretimin sınırsız genişlemesi ve rekabet karşısında her fabrikatör için [bunun -ç.] zorunluluğu. Her iki yandan da, üretken güçlerin işitilmemiş gelişmesi, arzın talepten fazlalığı, pazarların dolup taşması, her on yılda bir bunalımlar, kısır döngü: burada, üretim araçlarında ve üründe fazlalık - orada, işsiz ve geçim araçlarından yoksun emekçilerde fazlalık. Ama bu iki üretim ve toplumsal esenlik kaldıracı, birlikte işleyememektedir, çünkü kapitalist üretim tarzı, üretici güçleri çalışmaktan ve ürünleri, önce sermayeye dönüşmedikleri sürece, dolaşımdan alıkoyar."[83]
Toplumsal, ortaklaşa hale gelen iş ile bireysel kalan mülkiyet arasında çelişki vardır. O zaman Marx'la birlikte
diyeceğiz ki:
"Üretici güçlerin gelişmesinin biçimleri olan bu ilişkiler, onların engelleri haline gelirler. O zaman bir toplumsal devrim çağı başlar."[84]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.