2 Eylül 2013 Pazartesi

I. YAŞAM VE ÖLÜM

Metafizik bakış açısından şeyler, diğer şeylerden ayrılarak, kendi başlarına, ayrı ayrı ele alınırlar ve metafizik, şeyleri böyle incelediği için, onları tekyanlı, yani bir tek yandan görür. Onun içindir ki, şeylere bir tek yanından bakanlara, metafizikçi denebilir. Kısaca, bir metafizikçi yaşam denilen olayı incelerken, bu olayı, bir başka olaya bağlamaz. Yaşamı, kendisi için ve kendinde, tekyanlı olarak görür. Ona bir tek yandan bakar. Ölümü inceleyecek olsa, gene aynı şeyi yapacaktır; kendi tekyanlı görüş açısını uygulayacak ve şu sonuca varacaktır: yaşam yaşamdır, ve ölüm ölümdür. İkisi arasında ortak hiçbir şey yoktur, çünkü bunlar birbirlerine karşı olan, birbirinin tam karşıtı iki ayrı şeydir.

Şeylere böyle bakmak, onlara, yüzeysel bir biçimde bakmaktır. Eğer onları biraz daha yakından inceleyecek olursak, ilkin, birinin diğerine karşıt konulamayacağını, ve hatta onların, birbirinden bu kadar kabaca ayrılamayacağını göreceğiz; çünkü, deney, gerçek, bize gösterir ki, ölüm yaşamı sürdürür, ölüm canlıdan gelir.

Ya yaşam, ölümden çıkabilir mi? Evet. Çünkü ölü bedenin ögeleri, başka yaşamları doğurmak için dönüşecektir, örneğin toprak için gübre olacaklardır ve toprak daha verimli olacaktır. Ölüm, pek çok durumda, yaşama yardım edecek, ölüm yaşamın doğmasına izin verecek, ve canlı bedende yaşam, ancak, ölen hücrelerin yerini sürekli olarak doğan başka hücrelerin almasıyla olanaklı olacaktır.[57]

Demek ki, yaşam ve ölüm sürekli olarak birbirine dönüşür; ve şu büyük yasanın her şeye bağlı olduğunu gözlemliyoruz: Her yerde, şeyler, kendi karşıtlarına dönüşür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.